top of page

BAYKUŞ


Bir kör baykuşun haykırışlarıyla geldim sana ben. Ellerinden tuttum ve gökyüzüne uzandım seninle. Yıldızların tüm ışıltısı gözlerindeydi. Kalbinin tüm ipleri ellerimdeydi. Bir kazak ördüm kendime onlardan, soğuk günlerde giymek için. Kazağımın kollarını biraz uzun ördüm üşüyünce daha çok kendime çekeyim diye. Hiçbir karlı havada mont istemedim. Kazağın bana verdiği hissedemediğim o sıcaklıkla yetindim. Yolları yürüdüm. Şehirleri geçtim. Olmadı durup bomboş hiç gelmeyecek otobüsleri bekledim. Ellerimi hissetmedim bazen olduğum yerde çöküp kaldım. Çatılarda donmuş buzlara dönüp baktım. Başıma düşerler mi diye düşünmeden yürüdüm o çatıların altından korkusuzca hiç uzak durmadan. Hep güneşi bekledim. Her üşüdüğümde güneşe biraz daha yaklaştığımı düşündüm. Sonbahardaki sararmış yaprakların sesiyle yürüyeceğim anları… İlkbaharda açan pembe çiçeklerin hayaline sığındım. O kadar soğuktan sonra meyve verecek olan ağaçların mutluluğunu düşündüm. Sabırla çektim tüm soğuğunu o kışın. Kardan adamların nasıl yok olduğunu üzüntüyle seyrettim. Onlar eridi… Ben dondum kaldım.

Yazları düşündüm ben de. Yine bir çıkar yolunu buldum. Tümüyle eridiğimi ve sularımın toprağa karışıp ağaçların köklerine hayat olduğumu… Gözlerinin içinden süzülen bir parıltıyla hayal ettim güneşin geldiği günleri… Mutluluğu da huzuru da yanında getirdiğini. Amaçsız bir bekleyiş miydi? Fazla iyimser boş bir ümit mi doluydum bilmiyorum. Ama hep bekledim. Beklemek istedim. İstemezsem bir dakika bile beklemez yoluma devam ederdim. Durmak, düşünmek, kendimi bulmak, yolun sonundaki başlangıçlara adım atmak. Belki de yönümü başka yerlere çevirmek. Ve o yolların manzaralarını görmen için seni de yanımda götürmek istedim. Asfaltın bittiği yerde dağ patikalarına çıkan taşlı yolları geçip uçsuz bucaksız ormana birlikte kucak açmayı. Saçlarının savrulmasını ve tüm sevgimizin doğaya karışmasını.


Yorulduğumuzda dinlenmeyi, sıkıldığımızda sonsuz gökyüzündeki bulutlara bakmayı. Tüm maviliğimizle uçabileceğimizi gör istedim. Sözlerimizin ardından koşup yakalarken birbirimizi, ayağımız takılıp düştüğümüzde yine beraber yola devam edelim. Yeni yeni yerler bulalım. Daha önce kimsenin görmediği çiçekler toplayalım. Açmaya cesaret edememiş tohumlar da bize eşlik etsin. El ele kalktığımızda ve yaralarımızı birlikte sardığımızda kelebekler de bizimle uçsun. Şöyle bir okudum da günün sonunda ben hep sen olmak istemişim aslında.



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page