top of page

BİTMEYEN YOLCULUĞA; KENDİNE HOŞ GELDİN

Gözlerini Kapat;


Koyu gecenin karanlığında, usulca salınarak ve ağır ağır suları yırtarak ilerleyen hayat kayığının içinde gizli derinliklere doğru sessizce yol alıyorsun.


Birkaç kulaç önünde ağır başlı yelkenliler ilahi bir rehberlik ile gideceğin yolu aydınlatarak ilerliyorlar. Yol uzun ama sakin, kalabalıklar içerisinde kendi kalp atışını duyacak yoğunlukta gürültülü bir sessizlik hâkim. Etrafında bir sürü telaş ve karmaşa içinde uzun ve sakin bir yolculuk, bu yolculukta gürültülerin kalemi senin ellerinde...

Akmayan bir zaman içinde gibi görünen bu yolda, başını çevirdiğinde gördüğün sağ tarafında yükselen devasa surlar, ruhunda oluşan güven duygusunu coşturuyor, kalbinin çarpması heyecandan mı, yoksa bilinenlerin verdiği ürkeklikten mi? İkilem arasında kalmış olsan da elindeki kalbinden ellerine gelen kalem ile doğru hedefi kendin çizeceksin.


Önünde iki seçenek olduğunu fark ettiğin o anda en doğru kararı hangi duygun ya da hangi düşüncen ile vereceksin? Ya surların arkasında saklanarak yaşamak ya da rehberlik eden beyaz ihtişamlı yelkenlilerin arkasından yeni maceralara doğru kürek çekmek…

Benliğini saran huzur sisiyle yoluna devam etmeye ve hiç bitmeyecek olan bir yolculuğun baş konuğu olarak içinde maceralar, fırtınalar ve mucizelerle ilerlemeye ve durmamaya karar ver. Bu yolculuk hayalin içinde varılmak istenen durağın rotası gibi görünse de aslında içinde kendini tanıma, yeniden keşfetme ve bu yeni ruha alışma yolculuğu… Sahi hiç hayallerinin ardından bilinmeyen sularda rotanı, ruhunu ve gerçek seni aradın mı? Gerçek olan şu anki sen mi yoksa hayalindeki sen mi?


Bu yolculuk, hiçbir şeyin durağan kalmadığının, değişime uğradığının, sınırları ve kalıpları yırtarak ilerlemenin ve yaşamanın ilk adımıydı. Tamamen sana ait özgür irade ile seçilmiş yoldan pişman olursak geri dönme şansımız olur muydu? Sunulan seçenekler arasında ardında kalan ve seçmediğin yaşam, keşkeleri getirir mi?


Sonsuzluğa ve anlamlanmaya açılan o bembeyaz yelkenlinin ardından gitmek, limanları olmayan denizde durmadan ilerlemek bizi istediğimiz noktaya ulaştıracak mı? Üst üste yığdığın umut tuğlaların, kalın surların arkasında saklanamazlar. Yolculuğunu aydın hâle getirecek bir deniz feneri gibi önünü aydınlatacaklar. Umutları nasıl eline alacaksın? Bunu kimse bilemez, bilse bile sana anlatamaz çünkü onların umut fenerleri kendi yolculuklarında tuttukları ateş ile yanar, kendi arayışlarının reçetesi olarak önlerini aydınlatırlar. Başkasının yolunu aydınlatamaz.


Betimlediklerin ile gerçeklerin aynı yerde örtüşmesi için yolculuğa başla ve umut fenerlerini yak.


Bitmeyen Yolculuğa (kendine) hoş geldin.



1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page