DUYULARLA KENDİNİ YARAT AMBEDO
Yumuşak bir kanepenin üzerinde ayaklarını toplamışsın, dizinde sayfalarını yılların yıprattığı kitabın son sayfalarına dayanmışsın. Derinden bir ses kulaklarına çalınıyor, başını kaldırdığın vakit cama çarpan yağmur damlaları senin için en güzel bestesini çalıyor. Loş ışığın altında etrafta belirlen gölgeler damlaların müziği ile dans etmeye başlıyor, huzurlu bir sakinlik tüm bedenini kaplamış durumda.
Elinin altındaki eski battaniyeye daha sıkı sarılarak sadece izliyorsun, izliyor ve gülümsüyorsun. Hafifçe yerinden kalkarak camı araladığın zaman burnuna gelen mis gibi bir toprak kokusu ile yaşadığın tüm gerçekleri ardında bırakarak huzurun peşinden sende bir damla gibi akıyorsun. Rüzgar usulca kemanını çalıyor kulaklarında, kalp acıları, kırgınlıklar, göz yaşları ve streslerin bir bir notalar ile birlikte havada süzülerek uçuyorlar. Titrek sokak lambası altında bir sokak sanatçısı eski kutusundan kemanını usulca çıkartarak yağan yağmurun altında rüzgarın melodisine eşlik ediyor, gözlerin ve ruhun dans ediyor ıslak sokaklarda.
Tüm korkulardan arınmış, tüm gerçekliklerden uzak sadece sen ve notalar bir arada yüzüne damlayan bir yağmur damlası gülümsetiyor seni. İşte bu be! Diyorsun yaşamak işte bu, sadece duyularınla adımlarını atıyorsun hafif hafif, ayaklarının altında suyun yumuşak sesi seni alıp götürüyor en bilinmez güzelliklere. Karşında dans edenler de kim? Okumaktan vaz geçemediğin kitabının kahramanları, seviniyorsun en çok konuşmak istediklerin karşında, seninle birlikte dans ediyorlar yağmurun altında yoldan tek tük geçen arabaların ışıkları bir bir oyunlar oynuyor dans edip gülümseyen yüzlerinizde, her bir ışık hüzmesi bir güzelliğin daha fotoğrafını çekiyor hafızanın makinesiyle.
Sadece duyuların, hayallerin ve sen, istediğin gibi bağırarak şarkı söyle, istediğin gibi dans et. Duyguların ne istiyorsa onu yaşa, ıslan, koş hatta yeniden sev. Sev ki yağmurdan sonra tüm topraklarda kalbinin çiçekleri açsın. Duyularının yarattığı hislere teslim et kendini, teslim et ki tüm benliğin bu ihtişamlı gösterinin içerisinde kendisiyle barışsın.
Ay bile gülümseyerek seyrediyor, bulutların arkasından, ışığında ayak izlerin. Biraz melankolik, biraz duygusal, biraz da gerçekçi yürü emin olduğun adımlarla. Her adımında yeniden doğ, her adımında yeniden yaşa.
Edit: Figen AKÇAYOĞLU
