top of page

SÖKÜĞE KATILAN DİKİŞ

Terzi bile dikemezken kendi söküğünü,neyin çabası bu, neyi düzeltmenin yorgunluğu.

Yorgunluklardan yapılma sayılırız artık, üzerimizde kabuk tutmuş bir bitmişlik…

Canımıza değen ne varsa canımızdan geçti.

Gelip geçti, gidip geçti, delip geçti!

Bir hançer ucu ağrısıyız artık dudaklarda.

Genişliyor yorgunluğumuz, üzerimize düşen ne varsa ağırlık oluyor, kalkamıyoruz.

Çünkü insan ağırlıkların hepsini kaldıracak kadar güçlü değil, kas gücü yetmiyor bu ağırlıkları kaldırmaya.

Bazen susuyoruz, en çok sustuğu zaman yorulur insan.

Birisine kendini anlatamadığı zaman, verdiği çabaların karşılıksız çek gibi kaldığı zamanlarda yorulur.

Şimdi en çok yalnızlığı özlüyoruz, içimizi deprem gibi yerlebir eden o yalnızlığı…

Yalnızlık bir yankıdır çünkü, duvarlarımıza çarpıp geri gelen.

Düşünüyoruz en çok, bunun için mesaiye bile kalıyoruz zaman zaman.

İnsanın kendini dinlemeye fırsatı kaldığı zaman anlıyor, o zaman anlıyor yalnızlığının büyüklüğünü.

Bu çağ, bu zaman, bu insanlar huzur barındırmıyor.

O yüzen kendi içine kaçıyor insan.



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page